AA
İsrail-Filistin savaşı Türkiye’nin ilk gündem maddeleri içinde yer ediniyor.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da bugün Hakkaniyet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı (ATGV) Antalya Eğitim ve Toplumsal Tesisi’nde düzenlenen 43. İl Müftüleri İstişare Toplantısı’na katıldı.
Burada yapmış olduğu konuşmasında Gazze’ye yönelik saldırılara değindi.
“Dünyanın tüm finans çevreleri neredeyse İsrail’in emrinde”
Numan Kurtulmuş, şunları söylemiş oldu:
İsrail’in bugün Filistin’de yapmış oldukları tam manasıyla bir kırım, soykırımdır. Başta ABD olmak suretiyle Batı dünyasının İsrail’e neredeyse ‘Görmüyoruz, duymuyoruz, biz anlamıyoruz, siz ne isterseniz onu yapabilirsiniz.’ diyerek izin vermiş olmasıyla, büyük bir askeri güçle insanların evlerini başlarına yıktıkları bir ortamda yaşıyoruz. Asla şüphesiz, İsrail’in büyük bir askeri gücü var. Arkasında ABD’sı, Avrupa’sı var, teknolojisi var. Dünyanın tüm finans çevreleri neredeyse İsrail’in emrinde. Dünyanın neredeyse tüm sayılı büyük kuruluşları İsrail’in emrinde fakat benim kanaatimce İsrail’in en büyük gücü bunlar değil İsrail’in en büyük gücü, İslam dünyasının çaresizliği, İslam dünyasının dağınıklığı ve İslam dünyasının içinde bulunmuş olduğu bu durumdur. Dolayısıyla her şeyden ve herkesten ilkin öz eleştiri yapması ihtiyaç duyulan, sağlam bir muhasebe yapması ihtiyaç duyulan bizleriz. Umut ederiz ki bu muhasebeyi en iyi şekilde yaparak hem bu süreçlerde krizlerden kurtulmayı hem de dünyaya ışık saçacak yeni sözü ortaya koyabilmeye muvaffak oluruz.
“Etik olan her şeyden insanları uzaklaştırıyor”
Kurtulmuş, dünyanın bugün en temel problemininin dünyevileşme, profanlaşma bulunduğunu dile getirdi.
Kısaca yaşam, bir tek dünyadan ibaret, yaşam bir tek kardan ibaret, yaşam bir tek kişisel zevklerden ve hazlardan ibaret, yaşam bir tek dünyanın nimetlerini derhal şimdi en iyi şekilde değerlendirmekten ibaret benzer biçimde gören bir anlayışa, çağıl değerlerin üstünde kurulmuş fikir sistematiğinin bir sonucu olarak ortaya çıkan profanlaşmanın neredeyse tinsel, etik olan her şeyden insanları uzaklaştırdığı bir sekülerleşme, dünyevileşme, profanlaşma periyodu yaşıyoruz.
Bu, Müslüman topluluklarında mühim sorunlardan bir tanesidir. Bugün Batı dünyasının da en mühim problemlerinin başlangıcında saysanız, herhalde insaf sahibi her insanın söyleyeceği en mühim sorunlardan birisi budur. Dolayısıyla bizim, bilhassa İslam düşüncesinin mühim öncüsü olarak müftülerimizin, din adamlarımızın üstünde odaklanması ihtiyaç duyulan en mühim sorunlardan birisinin bu bulunduğunu ifade etmek isterim. Dünyevileşme bu kadar kahredici bir hızda devam etmiş olduğu sürece insanların kulaklarını hakka, hakikate, insafa ve vicdani olana tıkadıkları aşikardır. Ilkin insanların kulaklarını açabilmeleri için dünyevileşme hastalığını tedavi edecek emekleri en kuvvetli şekilde düşünce ve inancı bütünleştirerek ortaya koymak zorundayız.
“İslam düşmanlığı dünya toplumlarının tamamını içten içe sarıyor”
Kurtulmuş, ayrımcılık, sıradüzen, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve bilhassa son yıllarda gelişen İslam düşmanlığının dünya toplumlarının derhal tamamını içten içe sarsan, kemiren en mühim konulardan birisi bulunduğunu belirtti.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, “İşte bugün hem yabancı düşmanlığının hem de dünyayı büyük bir hastalıkla karşı karşıya bırakan bu siyonist yayılmacılığın da temelinde yatan şey budur. ‘Biz dünyanın birinci derslik insanlarıyız.’ Adam diyor ya ‘İnsan bile olmayan hayvanlarla savaşım ediyoruz.’ Hakkaten öyleki görüyorlar. Harp olmasa da öyleki görüyor. ‘Ben dünyanın en üstünüyüm.’ Hitler de öyleki görüyordu, ‘Biz en üstünüyüz. Kim bu Yahudiler? Bunlar sefil insanoğlu.’ diye bakıyordu. Şimdi bunlar da aynı şekilde bakıyor. Avrupa’nın, Batı’nın genlerinde bu vardır.” şeklinde konuştu.
“Dünyada da artık insanların davranışları değişmeye başlıyor”
Birleşmiş Milletlerin (BM) Ukrayna’daki savaşı bitiremediğini, Gazze’deki saldırıların sona erdirilmesi, bir an evvel insani yardım koridorunun açılması ve acil insani ateşkesin sağlanabilmesi için en küçük bir şey yapamadığını dile getiren Kurtulmuş, şöyleki devam etti:
“BM’deki 120 ülke İsrail’in aleyhine karar alıyor, 13 tanesi ise İsrail’in yanında fakat dünya sistemi kımıldayamıyor. Bu sebeple bir dayısı ‘Hayır, benim İsrail’ime dokunamazsınız. İstediği zulmü yapar o’ diyor. Hatta utanmadan ‘Biz size bir kırmızı çizgi de çekmedik’ diyor. Utanmadan daha ilk gün, buraya en mühim cenk gemilerini getiriyor, yetmiyor nükleer başlıklar taşıyan denizaltılarını da gene bölgeye sevk ediyor. İsrail de kendi ideolojisinin, sakat bir halde kendisini herkesten üstün gören bu Arz-ı Mevud idealinin sonucu olarak vuruyor, öldürüyor, kesiyor, ufacık bebekleri bile katlediyor ve bundan zevk alıyor, keyif duyuyor. Hakkaten aslına bakarsak bu tarz şeyleri konuşurken insanlığımızdan utanıyoruz. Sözün bittiği yer. Konuşarak bu zalimlere, bu despotlara anlatacak bir şeyin olmadığını oldukça iyi biliyoruz. Fakat inşallah dünyada da artık insanların davranışları değişmeye başlıyor.
Önceki hafta 300 küsur bin şahıs Londra’da büyük bir miting yapmıştı. Cumartesi günü meydana getirilen mitingde 1 milyonu aşkın Londralı bir araya geldi ve Filistin’e destek için yürüyüş yapmış oldu. Washington’da öyleki, New York’ta öyleki, Seul’de, Almanya’da, Fransa’da öyleki. Artık bir taraftan insanlığın insafı, vicdanı harekete geçiyor. Dolayısıyla bizim, dünyadaki bu çatışmaları, savaşları sona erdirecek yeni bir sistemi ortaya koymamızın vakti, zamanı gelmiştir. Bunun için tüm gücümüzle çaba sarf edeceğiz.”
“Evlerde her akşam gözyaşlarıyla Filistin halkına yakarış ediliyor”
Anadolu irfanının köklerinde bulunan devlet geleneğinin insana verdiklerinden birisinin de “Gazavat ruhu” ve “şehadet bilinci” bulunduğunu aktaran Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Bugün baktığımız süre Türkiye’nin insanının, en ücra köşedeki, kahvedeki insanların bile mesela, şu anda Filistin’deki, Gazze’deki insanların hali pürmelaliyle yakından meşgul olması, evlerde her akşam gözyaşlarıyla Filistin halkına yakarış edilmesi de rastlantı değildir. Bu sebeple nizamı evren ülküsüne haiz olan bir milletin torunları olarak biz, yeryüzünün her yerinde hakkın ve adaletin tesis edilmesinden görevli olduğumuzu biliyor ve bu data, şuur şeklinde de toplumumuzda yaşıyor. Dün Çeçenistan’da, Bosna Hersek’te, dünyanın başka yerinde kim hangi zulümle karşılaşırsa bizim insanlarımız ellerinden gelen tüm güçlerini ortaya koyarak sorunların ortadan kaldırılması için savaşım ve çaba etmiştir.”
Haber Deposu: Anadolu Ajansı (AA)