Bu videoyu seyretmek için lütfen JavaScript’i etkinleştirin
AA & Ensonhaber
İsrail, Hamas’ın 7 Ekim’deki Aksa Tufanı baskınını bahane ederek Gazze’de sivil katliama ve yıkıma devam ederken, Batı Şeria’da da Yahudi yerleşimcilerin saldırıları artıyor.
İsrail güçlerinin koruması altında, Filistinlilere ilişik zeytinliği yağmaladılar
İsrailli hak örgütü Yesh Din’in kamera görüntüleriyle belgelediği vaka, bu sabah Batı Şeria’nın kuzeyindeki Nablus’a bağlı Avarta köyünde yaşandı.
Onlarca Yahudi yerleşimci, İsrail güçlerinin koruması altında, Filistinlilere ilişik bir zeytinliği basarak Filistinli çiftçilerin mahsullerini çaldı, arkasından zeytin ağaçlarını kesti.
Görüntülerde, oldukca sayıda araçla zeytinlik ziraat alanına gelen yerleşimcilerin yanlarında çocuklarını da getirdikleri görüldü.
Yerleşimciler zeytinliği talan ederek çaldıkları mahsulleri çuvallarla otomobillerine taşırken, İsrail askerleri ise yanlarında durarak onları izledi.
Yesh Din’den meydana getirilen yazılı açıklamada, olayın Yahudilerce mukaddes Hanuka (Işıklar) Bayramı’nda gerçekleştiğine vurgu yapılarak, şu ifadelere yer verildi:
Bugün erken saatlerde onlarca yerleşimci, Hanuka Bayramı’nı, Avarta köyünün çevresinde Filistinlilere ilişik zeytin ağaçlarının mahsullerini çalarak kutladı. İsrail askerlerinin de eşlik etmiş olduğu hırsızlığın arkasından yerleşimciler oldukca sayıda ağacı kesmeye başladı.
Yahudi yerleşimci terörü artıyor
İsrail’in 1967’de işgal etmiş olduğu Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te 690 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor.
Internasyonal hukuka bakılırsa Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki Yahudi yerleşimleri yasa dışı sayılıyor.
Batı Şeria, sık sık İsrail güçlerinin koruması altındaki silahlı Yahudi yerleşimcilerin baskınlarına ve saldırılarına şahit oluyor.
Filistinlilere son iki ay içinde 400’den fazla hücum gerçekleştiren Yahudi yerleşimciler, bu saldırılarda minimum 9 Filistinliyi öldürdü.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun 2022 sonunda işbaşına gelen koalisyon hükümetinde aşırı sağcı Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir benzer biçimde adların eleştiri görevlere getirilmesiyle bu saldırılar daha da arttı.
Filistinlilere yönelik ırkçı, ayrımcı fiil ve söylemleriyle tanınan her iki Bakan da internasyonal hukuka aykırı bu yerleşimlerde yaşıyor ve Yahudi yerleşimcileri şiddete teşvik etmeleriyle hatta bu sertlik eylemlerine bizzat katılmalarıyla tanınıyor.