Haber Merkezi
Önceki gün merdivenlerden düşen ve yoğun bakıma kaldırılan Kurtuluş Muhtar’ın eski eşi Deniz Uğur ve Nilüfer içinde sular durulmuyor.
Oğlu Poyraz’ın Nilüfer ve kızı Nazlı tarafınca kaçırıldığını söyleyen Deniz Uğur, kabahat duyurusunda bulunmuş oldu.
Akabinde de basın toplantısı düzenleyen Uğur, açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
“ÇOCUĞUMUN NEREDE OLDUĞUNU BİLMİYORUM”
Kurtuluş Muhtar’ın telefonuna ulaşmaya çalıştım, açan olmadı. Hastaneye ulaşmaya çalıştım, size data veremeyiz dediler. Oğlumun telefonuna ulaşmaya çalıştım. Oğlumun telefonunda ben engelliyim. Ben bunu daha ilkin de aslına bakarsan dile getirmiştim. Kamuoyu bunu biliyor, ben çocuklarıma babalarında oldukları zarfında o günlerde aslına bakarsan telefonla ulaşmam yasaktı.
Dolayısıyla oğluma ulaşmak mümkün olmadı gene. Peşinden, benden ilkin dostum Seren Serengil hastaneye ulaştı. Ben o sırada 112’yi aradım. Dedim ki ‘Çocuğumun nerede bulunduğunu bilmiyorum. Hastaneden data alamıyorum. Babası yoğun bakımda olduğundan benim yanımda olması gerekir. Bundan dolayı çocukla ilgilenebilecek durumda değilken anası olarak bana teslim edilmesi gerekir.
Nerede bulunduğunu bilmiyorum. Sabahtan beri data alamıyorum dedim. Polisler babasının evine gittiler. Oradan kapıyı açan olmadı. Evde olmadıklarını söylediler. Yanında Ayşe Nazlı Yumlu’nun oğlumun yanında bulunduğunu, ben hastaneye gitmeden ilkin Seren Serengil benden daha yakındı, ondan öğrendim. ‘Poyraz burada’ dedi Serengil bana, yanında Ayşe Nazlı var dedi.
“POYRAZ KIZIMI ARADI”
Deniz Uğur’un iddialarına yönelik yeni bir açıklamada bulunan Nilüfer, “Kurtuluş Muhtar’a şifa temenni ediyorum. Bir an ilkin iyileşip çocuklarına kavuşsun.” notunu düşmüş olduğu videoda şu ifadelere yer verdi:
Çocuk kaçırma ya da alıkoyma şeklinde bir şey söz mevzusu değildir. Tamamı iğrenç bir iftiradır. Ben Bodrum’dayım kızım da İstanbul’da. Dün gelişen vakaları anlatmak isterim. Ben net bir insanım, ne olduysa olduğu şeklinde anlatmaya çalışacağım. Sabah saat 09.00 şeklinde beni kızım aradı, ‘Babam düşmüş, yoğun bakıma kaldırılmış. Poyraz aradı beni, entübe edilmiş’ dedi.
Sonrasında Ayşe Nazlı hastaneye gitti. Poyraz da oradaydı. Gece 01.00 şeklinde Kurtuluş Bey yemekten dönerken yalısında bulunan merdivenden düşüyor ve solunumu duruyor. Poyraz komşulardan yardım istiyor ve komşu desteğe geliyor. Gece 01.00 şeklinde hastaneye kaldırılıyor. Poyraz o süreçte hastanede babasının yanında.
“BEN BU KÖTÜLÜKLERLE UĞRAŞAMAM”
Ayşe Nazlı gidene kadar Poyraz hastanede tek başına. Poyraz gece Ayşe Nazlı’yı aramış, uyuduğu için duymamış. Poyraz gece ya da sabah annesini aramamış. Poyraz mahkeme kararıyla babasında kalıyor, annesinin evine gitmek istemiyor. Bunun nedenlerini ben açıklamak durumunda değilim. Ayşe Nazlı hastaneye gidiyor, babası yoğun bakımda…
Poyraz, Ayşe’nin kardeşi, kan bağları olmasa da kardeşi. Ayşe bana dedi ki ‘anne Poyraz eve gitmek istiyor alacakları varmış’ ben de ‘tamam’ dedim. Ayşe ile Poyraz, Kurtuluş Bey’in evine gittiler, orada o işleri hallederken, bir telefon geldi; ‘Ayşe Nazlı, Poyraz’ı hastaneye getirsin, yoksa kabahat duyurusunda bulunacağız.’ Ben de kızımı aradım ‘Hastaneye kardeşini götür’ dedim.
Vaka tamamen bu. Ayşe Nazlı ve Poyraz, babalarının evine gitmiştir. Bu iftiraları atanları mahkemeye vermek istemiyorum, şu sebeple ben bu kötülüklerle uğraşamam. Lütfen iyi insan olmaya çalışın. Fazlaca güvendiğim, seneler içinde oldukca itimat oluşturduğum, beni seven ve takip eden insanların bazılarından beni yargılayan, suçlayan ve iftiralara inan acımasız yorumlar oldu. Bunlar beni oldukca üzdü onlara da oldukca kırgınım.