CNN Haber | Son Dakika Haberler, Güncel Haberler

Ne kadar gecikirse daha ağır geliyor anlama gelir – Haber Gönder



DHA

Kısa sürede yaşanmış olan sarsıntılar, zelzele gerçeğini bir kez daha hatırlattı.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin arkasından büyük korku yaşayan vatandaşlar, aylarca oturdukları evleri denetim ettirdi, kimileri de kent değiştirdi.

Sadece bu durum bir süre sonrasında tekrardan unutuldu.

Son olarak Yalova Çınarcık merkezli yaşanmış olan 4.1 büyüklüğündeki zelzele, İstanbul dahil çevre illerden hissedildi.

Bunun üstüne uzmanların ikazları yakından takip edilmeye başlandı.

Mevzuya ilişkin sık sık yapmış olduğu açıklamalarla gündeme gelen Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, katılmış olduğu programda mühim uyarılarda bulunmuş oldu.

“İstanbul’un tarihinde zelzele var”

Beklenen İstanbul depremi ile ilgili konuşan Naci Görür, şu ifadeleri kullandı:

Diyorlar ki ‘İstanbul’da o olmayacak, bu olmayacak bilmiyorum ne.’ Şimdi şöyleki düşünün, İstanbul’da depremin olduğu jeolojik süreçlerin haricinde zamanı süreç de bile var. Doğrusu İstanbul’da 1509 depremini Osmanlıca kitaplar yazıyor. Bizans dönemindeki depremler Bizans kayıtlarında var. 1506’da var, 1706’da var, 1894’te var, yakında 1999’da var. Doğrusu Marmara Denizi bir zelzele denizi, o denizi çalışan insanoğlu olarak biliyoruz. Var oluşunun sebebi fay. O fay çalmış olduğu için bu deniz olmuş. Bir de asla depremi bilmeyen bir tarihçi size hangi depremlerin bulunduğunu söyler. Hatta Osmanlı kayıtlarında ‘zelzele’ derler. ‘Zelzele oldu, padişah şu kadar bilmiyorum ne dağıttı. Padişah kalktı, Edirne’ye gitti’ yada ‘o zelzeleden dolayı şuna şu kadar para verildi, şu kadar mal gönderildi’ diye kayıtlar da var.

Doğrusu İstanbul’un tarihinde zelzele var. Ne oldu ki şimdi ‘İstanbul’da zelzele yok’ deniliyor. Doğrusu ‘o fay kırıldı, bu fay kırıldı, Naci Görür yalan söylemiş oldu, yanlış söylemiş oldu’ mühim değil. İstanbul’da zelzele var. Dün var ise günün birinde gene olacak anlama gelir. Doğrusu ‘İstanbul’da depreme hazır olun’ demenin neresi yanlış da kalkıp insanlara ‘zelzele olmayacak’ diye pozlar veriyorsun? Bırak insanoğlu hazırlansın. Bırak da devlet, hükümet gereğini yapsın. Detayları kendinden menkul, kendilerine bir paye çıkartmak isteyen bilim fukaralarına asla rağbet etmeyin, gereği yok.

“Ne kadar gecikirse daha ağır geliyor anlama gelir”

“Marmara’da zelzele olmak zorunda” diyen Prof. Dr. Görür, “Bu ülkenin bilim adamları olarak Marmara’da 14 yıl tüm internasyonal gemilerle, Fransız, İtalyan ve 2 Türk gemisiyle meydana getirilen tüm araştırmaların Türk tarafının başkanı olarak söylüyorum Marmara tehdit altında, Marmara’da zelzele olmak zorunda. Ne kadar gecikirse daha ağır geliyor anlama gelir. Daha çok hallaç pamuğu şeklinde atacak anlama gelir. Zelzele olacak.” ifadelerini kullandı.

“Ülkenin sorumluluğu sizin sırtınızda”

Yapılacak işin depreme hazırlanmak bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Görür, şöyleki konuştu:

‘1999 bir milattır. Bundan sonrasında hiçbir şey eskisi şeklinde olmayacak.’ Şimdi gülesim geliyor. Ne oldu? Kaç yıl geçti? Milat bitti. Şimdi de yeni milat. 6 Şubat’tan sonrasında eskisi şeklinde olmayacaktır. Bizlere yakışmıyor. Millet olarak yakışmıyor. Doğrusu politika yakıştırsa bile milletin yakıştırmaması lazım. Mülkün sahibi milletin kendisidir. Sizin oylarınızla ya ben bir yere gelirim yada sizin oylarınızla giderim. Ülkenin sorumluluğu sizin sırtınızda. İstediğinizi, istediğiniz süre yaptırabilirsiniz. Sizin istediğinizi yapmayanı da siz görmezsiniz, çeker gider. Bu işin esprisi yok. Çocuk olmayın. Size ne hangi fay kırıldı, hangisi kırılacak, kaç yıl geçti ne olacak? Siz yer bilimci misiniz? Vazgeçin bundan. Sizin bilmenizde fayda olacak Marmara bir zelzele tehdidi altında. Bilim dünyası bunu söylüyor. Bizim yapacağımız iş depreme hazırlanmak, bizi yönetenleri depreme hazırlamak için kentimizi, bulunduğumuz yeri onlardan talep etmek, zorlamak. Bizlere düşen vazife bu.

“Zelzele politika üstüdür”

Depremin politika üstü bulunduğunu belirten Prof. Dr. Görür, “İstediğimiz hangi parti olursa ona oy verelim fakat oy vereceğimiz partiye diyelim ki ‘benim yaşadığım bölgeleri zelzele dirençli hale getireceksin. Benim yaşadığım alanları, kentimi zelzele dayanımlı hale getireceksin.’ Bunu meydana getirecek fikrin, zikrin, iraden, niyetin var ise planın, programın var ise benim oyumu alırsın. Eğer yoksa seni sandığa gömerim. Zelzele politika üstüdür. Biz göçük altında yavrularımızı, hanımlarımızı, insanlarımızı bu CHP’li, bu AK Partili, bu MHP’li diye toplamıyoruz. Kendi insanımız. Aklımızı başımıza toplayalım. Tek yapacağımız ne biliyor musunuz? Öyleki uzun uzun savaşım değil, oy kullanırken sandığa giderken bunu iste, talep et. Bunu meydana getiren bir millet değiliz. Ne oldu bu millete? Bu nedir onu anlamıyorum. Bu nedir, iyi mi bir hava?” diye konuştu.

Haber Deposu: Demirören Haber Ajansı (DHA)

Exit mobile version