AA
İsrail’in Gazze’deki katliamı sürüyor.
7 Ekim’den bu yana yağdırılan bombalar sebebiyle çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşan 40 bine yakın sivil yaşamını yitirdi.
Bu soykırımda hayatta kalanlarda ölülerden beter hale geldi.
Bir taraftan açlıkla savaşım eden Gazzeliler bir taraftan da hijyen ve tıbbi yardım problemi yaşıyor.
Bu insanlık dramı içinde yaşananlardan en oldukca etkilenenler ise çocuklar.
“GAZZE’DE DURUM ÇOK VAHİM”
Birleşmiş Milletler Küçüklere Yardım Fonu (UNICEF) Orta Doğu ve Şimal Afrika İletişim Sorumlusu Salim Oweis, geçen hafta vazife için bulunmuş olduğu Gazze’deki son durum ve evlatların yaşamış olduğu zorluklara ilişkin değerlendirmelerde bulunmuş oldu.
Deyir Balah, Han Yunus ve Gazze’nin kuzeyini ziyaret ettiğini özetleyen Oweis, Gazze’ye giriş yaptığındaki manzaranın bir film sahnesi benzer biçimde oldukca çarpıcı bulunduğunu belirtti.
“Yıkımın, acının ve yerinden edilmenin derinliği oldukca büyük.” diyen Oweis, “Ekranlardan gördüklerimiz, gerçekliğin bir tek bir parçası. Sadece orada bulunduğunuzda yaşanmış olan ekstrem durumu hissedebiliyorsunuz. Tüm sokakların yerle bir bulunduğunu, Gazze’deki nerede ise her insanın yerinden edildiğini görebilirsiniz. Evlatların acısını hissedebilir ve deneyimleyebilirsiniz. Şu demek oluyor ki durum hakikaten vahim. Şu anda birçok çocuk ve aile için hakikaten dayanılmaz.” ifadelerini kullandı.
“NEREDEYSE HER ŞEY EKSİK”
Gazze’de insani durumun da son aşama fena olduğuna işaret eden Oweis, temel ihtiyaçların dahi eksikliğinin yaşandığını aktardı.
Oweis, “Gazze’de temiz su, besin, hijyen malzemeleri, tıbbi malzemeler ve ilaç eksikliği yaşanıyor. Neredeyse her şey noksan.” diye konuştu.
Gazze’ye insani yardımların erişiminin oldukca kısıtlı bulunduğunu ve bir tek birkaç sınırdan geçiş yapılabildiğini özetleyen Oweis, Refah Sınır Kapısı’nın 7 Mayıs’tan bu yana kapalı bulunduğunu anımsattı.
Oweis, yalnızca Kerem Ebu Salim (Şalom) Sınır Kapısı üstünden Gazze’ye yardım ulaştırabildiklerinin, burada çeşitli zorluklarla karşılaştıklarının altını çizdi.
Gazze’ye kafi yardımın giremediğini dile getiren Oweis, “Nisandan temmuza kadar geçen süreçte Gazze’ye yardım erişiminde yüzde 45’ten fazla düşüşe şahit olduk. Aslına bakarsan yardım girişi azdı sadece şimdi daha da azaldı. İhtiyaçlar artıyor zira savaşın başlangıcından 10 ay sonrasında çocuklar, aileler ve hepimiz hakikaten tüm temel ihtiyaçlardan yoksunlar. Haiz oldukları her şey yok oldu gitti. İhtiyaç duydukları şeyleri satın almak yada tedarik etmek için kaynakları yok.” şeklinde konuştu.
“GAZZE’DEKİ ÇOCUKLAR ÇOCUKLUĞUNU YAŞAYAMIYOR”
Oweis, insani yardım çalışanları için de sınırı olan hareket alanı bulunduğunu, buralarda da güvenliğin olmadığını altını çizdi.
Gazze’deki evlatların yaşadıkları zorluklara da şahit olduğuna dikkati çeken Oweis, şunları söylemiş oldu:
Ne yazık ki Gazze’deki bir çocuk hakikaten çocukluğunu yaşamıyor. Yerinden edilmiş kişilerin kamplarında yürürken çocuklar yanıma gelip bana, ‘Efendim cenk ne vakit bitecek?’ diye soruyorlardı. Bitkin olduklarını ve tükendiklerini söylüyorlardı. Onlar yaşam ve enerji dolu olmalı. Fakat bu çocuklar bitkin, devam eden cenk sebebiyle bitkinler. Gazze’deki küçüklere ‘gününü iyi mi geçiriyorsun?’ diye sorduğunuzda, size suları olmadığı için su taşıdıklarını söylüyorlar. Ailelerinin su istasyonlarına gitmesine destek oluyorlar zira su kafi değil.
Oweis, Gazze’deki çocuklar içinde cilt hastalıkları, solunum yolu enfeksiyonları ve ishal benzer biçimde hastalıkların da yaygın olarak görüldüğünü söyledi.
“ÇOCUKLAR UYUYAMIYOR”
Çocuklar için çadırlarda yaşamı sürdürmenin oldukca zor bulunduğunu vurgulayan Oweis, Gazze’de hava sıcaklıklarının 35 santigrat aşama civarında ve çadırların içerisinin 5 ila 10 dereceye kadar daha sıcak bulunduğunun altını çizdi.
Oweis, şu ifadeleri kullandı:
Gazze’deki birçok çocuk gördüklerini düşündükleri ve korktukları için uyuyamıyor. Çocuklar için başa çıkılması ihtiyaç duyulan oldukca şey var. Bence bu durum internasyonal toplumun harekete geçmesi ve küçüklere öncelik vermesi için bir davet. Bu şiddetin ve çatışmanın sona ermesi ve küçüklere bir talih verilmesinin zamanı geldi. Eğer bu şekilde devam ederse, korkarım ki gelecek oldukca kasvetli olacak. Öğrenmeleri, geleceklerini inşa etmeleri ve hatta oynamaları için güvenli bir yer yok. İçinde bulundukları durum hakikaten korkulu ve dehşet verici. Bu yüzden onlara geleceği geri vermeliyiz ve bu bizim sorumluluğumuz.
Haber Deposu: Anadolu Ajansı (AA)