CNN Haber | Son Dakika Haberler, Güncel Haberler

AYM kararlarına uyulmamasının öne sürülen sebebi ve geçerliliği olması imkansız – Haber Gönder



ensonhaber.com

Yargıda çıkan Anayasa Mahkemesi-Yargıtay krizinde yeni gelişmeler yaşanıyor…

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, hukuk fakültesi öğrencilerine Yetişim Katılım Sertifikaları töreninde konuştu.

Hukuk devletinin niteliksel boyutunda akıl, terbiye ve hakkaniyet olmak suretiyle üç temel kavramla karşılaşıldığını dile getiren Arslan, akıl sahibi ve özgür olmanın etik ilkeleri benimsemeyi gerektirdiğini altını çizdi.

Bireysel müracaat mevzusuna değindi

Türkiye’de temel hak ve özgürlüklerinin korunması adına atılmış en mühim adımlardan birinin bireysel müracaat olduğuna işaret eden Arslan, bireysel başvuruyla beraber Anayasa Mahkemesine özgürlükleri koruma ve geliştirme misyonu yüklendiğini, Yüksek Mahkemenin de bu misyonla bireysel başvuruları incelediğini dile getirdi.

Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruda iş yükünü yönetilebilir düzeyde tutmayı başardığını, bu müracaat yolunu etkili ve başarı göstermiş şekilde uyguladığını ifade eden Arslan, “Bazı kararlara uyulmaması bireysel müracaat hakkını zedelemektedir.” diye konuştu.

İhlal kararlarının uygulanması mevzusunda genel olarak bir mesele bulunmadığına işaret eden Arslan, şöyleki devam etti:

Anayasa Mahkemesince verilen ihlal kararlarına uyulmamasının öne sürülen sebebi olarak sunulan iki hususa özetlemek gerekirse değinmek ve size öğretilenlerin doğru bulunduğunu göstermek isterim. Birincisi, adli ve yönetimsel yargı sisteminde nihai ve bağlayıcı kararları verme yetkisinin ilgili yüksek mahkemelere ilişkin olduğu, dolayısıyla kesinleşmiş kararları ortadan kaldırmaya yönelik ihlal kararları verilemeyeceği ileri sürülmektedir. Açıkçası bu görüşün anayasal yada yasal hiçbir dayanağı olmadığı benzer biçimde bireysel müracaat kurumunun doğasıyla da bağdaştığı söylenemez.

“Anayasa Mahkemesi kararının icra edilmemesinin öne sürülen sebebi olması imkansız”

Anayasa Mahkemesi kararlarının kati bulunduğunu vurgulayan Arslan, kararların, yasama, yürütme ve yargı organlarını, yönetim makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri, herkesi ve her kurumu bağladığına işaret etti.

Yüksek Mahkemenin kararlarına uyulmamasının gerekçesinin olamayacağını söyleyen Arslan, şöyleki devam etti:

Anayasa Mahkemesi, bir mevzuda karar verdikten ve son sözü söyledikten sonrasında katılmasak da buna uymak zorundayız. Bir yargı sonucuna katılmamak değişik, ona uymamak farklıdır. Birincisi meşru, ikincisi ise meşru değildir. Unutmayalım ki mahkeme kararları hatasız yada doğru olduğu veya beğendiğimiz için değil, mahkeme sonucu olduğundan uygulanmak zorundadır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin nihai ve bağlayıcı kararından sonrasında artık mahkemeler ya da anayasal organlar içinde ortaya çıkabilecek görüş, yorum yada yaklaşım farklılıkları bir tek eleştiri mevzusu olabilir. Sadece bu farklılıklar Anayasa Mahkemesi kararının icra edilmemesinin hiçbir şekilde öne sürülen sebebi olması imkansız.

“Meselelerimizi bir tek hukuk zemininde kalmak suretiyle çözmek zorundayız”

Anayasa ve kanunlarda, uyuşmazlıkların iyi mi karara bağlanacağının öngörüldüğünü, Anayasal uyuşmazlıkları çözen mercinin Anayasa Mahkemesi bulunduğunu aktaran Arslan, “Öteki kamu makamlarının konumu, uyuşmazlığın tarafı olmaktan ibarettir. Herhangi bir yargısal uyuşmazlıkta tarafların yorumunun uyuşmazlığı çözen mahkemenin yorumundan üstün olduğu düşünülemeyeceği benzer biçimde bunun en temel hukuk mantığıyla bağdaştırılması da mümkün değildir.” dedi.

Zühtü Arslan, Anayasa’nın hiçbir kurum yada kişiye Anayasa Mahkemesinin kararlarını Anayasa’ya uygunluk mevzusunda denetleme görevi vermediğini beyan etti.

Bireysel başvuruda verilen ihlal kararlarına uyulmamasıyla verilen zararın bir tek başvurucuların haklarından yoksun bırakılmasıyla sınırı olan olmadığını söyleyen Arslan, ihlal kararlarının icra edilmemesinin, bireysel müracaat yolunu etkisiz kılabilecek özellikte “vahim bir vaka” bulunduğunu altını çizdi.

Arslan, “Aklıselimle hareket ederek ihlal kararlarının etkili icrası dahil tüm meselelerimizi bir tek hukuk zemininde kalmak suretiyle çözmek zorundayız.” diye konuştu.

Exit mobile version