Bu videoyu seyretmek için lütfen JavaScript’i etkinleştirin
DHA
Antalya’da yaşayan ve diş hekimi olan Zeynep Şengün, eşi Alperen Şengün ile 2007 senesinde yaşamını birleştirdi.
İki çocuk anası diyabet hastası Şengün, 2023 Temmuz’da enterit (ince bağırsağın iltihaplanması) rahatsızlığı geçirdi.
Sıhhat durumu kötüleşen Zeynep Şengün’e, 15 Ağustos’ta Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde akut böbrek yetmezliği teşhisi koyuldu ve 6-7 aylık tedavisinden netice alınamayınca hastalığı kronik böbrek yetmezliğine dönüştü.
Diyaliz tedavisi ya da organ nakli olması tavsiye edilen Zeynep Şengün’ün imdadına, eşi Alperen Şengün yetişti.
Doku uyumunun pozitif yönde çıkmasıyla Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Merkez Müdürü Prof. Dr. Bülent Aydınlı ve ekibi, eşinden alınan böbreği Zeynep Şengün’e nakletti.
“İkinci yaşımda iki bayram”
14 Mart Tıp Bayramı’nda eşinin bağışladığı böbrekle yaşama tutunan Zeynep Şengün, yaşamış olduğu süreci söyledi. Diyabet hastası olmasına karşın diyabetinin denetim altında bulunduğunu belirten Şengün, “Geçen yıl 15 Temmuz’dan sonrasında oldukça ağır enterit vakası geçirdim. İshal vakası yaşadım. O dönemde bebeğim de rahatsızlandı. Onunla ilgileneceğim derken kendimi boşladım. Böbreklerim oldukça susuz kalmış olduğu için böbrek yetmezliği başladı. Akut böbrek yetmezliği teşhisiyle 1 hafta kadar hastanede yattım.
Fakat değerlerim düzelmedi. Sonrasında hocalarımız beni konseyin denetim listesine dahil etti. 6-7 ay denetim devam edildi. Kontrollerimde her ay tertipli kan tahlillerimi yaptılar fakat böbreğim geri dönmedi, maalesef kroniğe çevirdi. Sonrasında doktorlarımız ‘Ya diyaliz ya da organ nakli’ dedi. Asla diyaliz almamıştım. Eşim sağ olsun, böbrek naklini uygun görmüş oldu ve bana donör oldu. 14 Mart’ta nakil oldum. Bir doktor olarak bayramımdı, ikinci bayramım oldu.” diye konuştu.
“Eşimin herhangi bir sorun yaşamayacağı anlatıldı”
17 senelik yaşam arkadaşının donör olmasıyla yaşamış olduğu hisleri özetleyen Zeynep Şengün, “İnsan ister istemez endişeleniyor. Doğal ki tabip da olsam, benim branşım olmayan bir alan. Onun sağlığı açısından kaygı duydum ilk başta. Ben aslına bakarsan sağlığımı yitirmiş, potansiyel bir diyaliz hastasıydım. Eşim organı verirse onun sağlığında bir sorun olur mu diye düşündüm. Şu sebeple 2 evladımız var.
Onların başlangıcında sıhhatli bir ebeveyn olması gerekiyor. Doktorlarımız tek böbreğin iki böbrekten farkı olamayacağını, eşimin herhangi bir sorun yaşamayacağını anlattığında, çocuklarımız adına sağlığıma kavuşmam gerektiği için böbrek nakline karar verdik.” dedi.
“Rutin kontrollerinizi yaptırın”
Evlenirken, ‘Hastalıkta ve sağlıkta evet’ dediklerini hatırlatan Zeynep Şengün, “Evlilikler doğal ki aşkla başlıyor. Bir süre sonra yaşanmışlıklarla sevgiye dönüşüyor. Eşinizi, anne, baba, kardeş ve eş şeklinde, her şekilde seviyorsunuz. Bizim oldukça şükür oturmuş bir evliliğimiz var. Ona da organ lüzumlu olsa ben de asla düşünmezdim. Sevgi daima her şeyin önünde geliyor.” diye konuştu.
Kendisi şeklinde böbrek yetmezliği şikayeti olanlara tavsiyelerde bulunan Şengün, “Böbrek yetmezliği oldukça kurnaz ilerleyen bir rahatsızlıkmış. Böbreğinize dair en küçük bir kuşku, kronik rahatsızlığınız var ise, sık aralıklarla nefroloji doktorunuza başvurun. Rutin kontrollerinizi yaptırın. İlerledikten sonrasında geri dönüşü olmayan bir hastalık. Bolca su için, beslenmenize dikkat edin. Sıhhatli bir yaşam, tertipli kontrollerle her şeyin çaresi var.” dedi.
“Çürüyecek bir organın yaşam vermesi oldukça görkemli”
Organ bağışı çağrısında bulunan Zeynep Şengün, “Canlı vericiniz var ise doktorlarınız bunu uygun bir hastaya nakledene kadar uğraşıyor. Çapraz nakil operasyonları olabiliyor. Size uyan bir böbrekle, vericinizin böbreğiyle çaprazlıyor doktorlarımız. Bir öteki seçenek de kadavradan organ nakli. Beyin ölümü gerçekleşmiş insanlardan organ nakli yapılabiliyor. Bunun için sadece vericinin ya da ailesinin onayı gerekiyor. Bizim bedenlerimiz öldükten sonrasında çürüyor. Çürüyecek bir organın yaşam vermesi oldukça görkemli.
Bence bu çocuk doğurmak, anne olmak kadar mukaddes bir şey. Birisine can veriyorsunuz, sıhhat veriyorsunuz. Esasen daha evvelinde organ bağışında bulunmuştum. Kemik iliği bağışı dahil, tüm bağışlara herkesi yönlendiriyorum. Lütfen hepimiz organ bağışı mevzusunda duyarlı olsun. Ben 42 yaşındayım bir ihtimal hayatımın ortasındayım fakat oldukça genç insanoğlu, çocuklar, hatta hemen hemen kilosu tutmayıp ameliyat olamayan insanoğlu var.” diye konuştu.
“Organ bağışıyla sevdiğiniz insana dokunuyorsunuz”
Alperen Şengün, eşinin rahatsızlığının böbrek yetmezliğine doğru gittiğini anladıklarında bağışçı olmaya karar verdiğini anlatarak, “Böbrek nakli olur, bir halde bunun çözümünü üretiriz dedim. İnsanlar kimi zaman ameliyatlardan çekinebiliyor. Bıçak altına yatmaktan korkabiliyor. Eşim diş hekimi olmasına karşın ben implant tedavisi yaptırmaktan korkan biriydim. Ameliyat olduktan sonrasında en küçük ağrı, sızı hiçbir şey hissetmedim.
Organ bağışıyla sevdiğiniz insana dokunuyorsunuz, bu oldukça mühim. Ne olursa olsun organ bağışında bulunmaktan korkmayın, çekinmeyin. Eşime asla düşünmeden böbreğimi verdim. Evlilik iyi günde ve fena günde birlikte olmak demek. O yüzden eşime böbreğimi verirken asla düşünmedim.” ifadelerini kullandı.
